İslam felsefesi, sonradan başka beşiklerde beslense de Medine okulunda ilk nefesini aldı. İnsanın aklını kullanarak yargılanacağı doktrinine dayanan insan iradesi özgürlüğü, evreni yöneten Yüce bir güce içten bir inançla birlikte Peygamberin öğretilerinde telkin edilmişti. Fikir, takipçilerin sözleriyle daha belirgin bir şekil aldı ve bir felsefe haline geldi. Bu fikir, Medine'den Şam'a, Kufe'ye, Basra'ya ve oradan da Bağdat'a taşındı. Bu fikir ile birlikte erken Abbasilerin parlak saltanatlarını bir ışık gibi saçan eklektik okulları doğurdu.