Jack London, kendisine sahip çıkan, sorunlarına sahip çıkan insanların yaşamlarını konu edinerek okurun gönlünde yatana yaklaşabilmiştir. Jack Londan'da sık sık rastaldığımız çetin sorunlar karşısında insanın kendi yeteneklerine olan inancı sağlıklı okurların şapka çıkardığı ruhsal bir sağlamaktadır. Çağdaş insan ne denli yapma, yaratma, başarma heyecanı içindeyse Jack London bunun düşünü, imgesini, örneğini bir adım ileri götürmüştür hep. Başka bir deyişle Jack London yazını olumlu, üretken bir yaşamın ufkunu genişletir önümüzde. Bu eşsiz ustalığın kaynaklandığı güç ise kendi yaşamı olmalı. Jack London, yaşamının hiçbir döneminde içinde bulunduğu durumun nesnesi olmamıştır. O her zaman kuşatıldığı koşulları kırmak için gücünü nasıl kullanacağını bildi. Ve içinden çıktığı durumun yazdığı öyküye yansımasında ustaca dokunmuş bir atmosfer görüyoruz. Hem Jack London, çoğunlukla yaşadıklarını yazmıştır. Ama yaşadıklarını yazanların pek çoğunda rastladığımız anı, gözlem, izlenim kaymalarıyla sanatsal bütünselliğin örselenmesine hiç düşmez. Bu ustalığı, salt sezgi ya da sürekli çalışmasının sonucu değil, bu konuda sağlam ve açık seçik bir görüşe sahip olduğundandır. Çağımızın insanı artık dikbaşlıdır. Gücünü ve yeteneklerini her durumda kullanmak istemektedir. Çağımızın insanı tarihin gelişme doğrultusunda ilerlemektedir. Bunun için, yazarların, ruhça yol arkadaşlığı yapabileceği başkişilerini okumak istiyorlar. Çağımızın insanına Jack London ve onun yazarların yapıtlarındaki sözcükleri ileri adımların ayak sesleri gibi geliyor. Jack London, elbette, insanlık sarmal gelişme çağına erene değin tutkuyla okunacak. -Metin İlkin