Dünya artık komplo teorileri, kifayetsiz yöneticileri ve akıl almaz yöntemleriyle üzerimize çullananların oyun hamuru. Güç öyle bir sızıp kirletmiş ki ruhlarını ellerinden gelse devasa bir cımbızla söküp atacaklar bizi buradan. Kendi evimizde her an kapıya konacak misafirler gibiyiz.
Selim Erdoğan, Sabotaj romanı ile “Güncel olanın edebiyatı nasıl yapılır?” sorusuna cevap veriyor. Fizikçi Gürler Gür’ün sabotajın yöntemini raporlamak için gönderildiği Konya’da başına gelenler, içinde olduğumuz politik atmosferin fotoğrafını çekerken bizi hem güldürüyor hem de öfkelendiriyor. Sadece bir roman değil, aynı zamanda insana, zaaflara ve ilişkilere tutulan bir ayna. Sabotaj şaşırtıcı kurgusu ve sahici karakterleriyle bizi bu aynaya bakmaya davet ediyor.
“Sayın Gürler Gür. Berhava İleri Teknolojik Araştırmalar Külliyesi’nde meydana gelen sabotajı araştırmak üzere kurulan komisyona atandınız. Göreviniz sabotajın nasıl gerçekleştirildiğini yerinde araştırmaktır. Yerinde incelemeler için en fazla on gün olmak üzere iki aylık bir çalışma süresi öngörülmüştür. Aşağıda komisyon koordinatörünün iletişim bilgileri mevcuttur. Görevi kabul etmemeniz durumunda lütfen derhal yazılı olarak bildiriniz. Özlük hakları ve masraflarla ilgili olarak sekreterlik tarafından aranarak bilgilendirileceksiniz. Şimdiden başarılar diliyoruz.
Meclis Araştırma Komisyonları İletişim ve Koordinasyon Merkezi Müdürlüğü.”