Kayseri, 1463 yılında Fatih Sultan Mehmet Hah tarafından Karamanoğullarından alınarak Osmanlı hâkimiyetine girmiş ve ardından Karaman eyaletine bağlı bir liva merkezi haline getirilmiştir. 19. yüzyılda ülke genelinde yapılan çeşitli idari düzenlemelerden Kayseri sancağı da etkilenmiştir. Bu kapsamda 1867 yılında Vilayet Nizâmnâmesi yayınlanmış ve bu nizâmnâme ile Kayseri sancağı Ankara vilayetine bağlanmıştır. II. Meşrutiyet’in ilan edilmesi ile birlikte Ankara’ya bağlı olan Kayseri müstakil bir mutasarrıflığa dönüştürülmüştür. Dönem içerisinde her vilayet ve sancakta olduğu gibi Kayseri sancağında da bazı asayiş problemleri meydana gelmiştir. Asayişin bozulması ve suç oranlarının artması sancakta bir hapishanenin yer alması gerekliliğini zorunlu kılmıştır. Dolayısıyla bu dönemde hapishane olarak Kayseri kalesinin kullanılması uygun bulunmuş ve mahkûmlar burada yargılanıp cezalandırılmışlardır.
Hapishane çalışmalarının en önemli kaynak malzemelerinden birini oluşturan izahat ve sual varakalarına dayanılarak yaptığımız bu çalışmamızda 19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarında Kayseri sancağı ve sancak birimine bağlı kaza hapishaneleri hakkında kayıtlar incelenerek değerlendirmelere tabi tutulmuştur. Dönem içerisinde hapishane, sancak ve vilayet yönetim birimleriyle Dâhiliye Nezareti arasında yapılan resmi yazışmalar incelenen kayıtların temelini oluşturmuştur.
Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde Kayseri sancağı merkez ve merkeze bağlı kazalardaki hapishanelerin genel durumları hakkında bilinmeyen konulara cevap veren araştırmamız iki bölümden oluşturulmuştur. İlk bölüm hapishanenin tarihi süreçteki yeri, konumu ve Kayseri hapishanesinin fiziki yapısı üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde ise Kayseri sancağına bağlı kaza hapishaneleri hakkında bilgiler verilmeye çalışılmıştır.