Resimli kitaplarda sözleri mi takip etmeliyiz yoksa çizimlere dalıp hikayenin akışına mı kendimizi bırakmalıyız? Belki herkesin tarzı farklıdır. Ancak Francesca Dell’Orto çizimlerindeki özgün yaklaşımla hepimizi büyülüyor. Şöyle bir bakıp geçmek yerine, gözlerimizi görsellere mıhlıyor. Bir resimli kitapta görsel şölen nasıl mümkün; adeta ders veriyor.
Kıza benzeyen Pedro, aynı okulda okuyan ablasının korumasına rağmen zorbalık görmekten
kurtulamıyor. Ne denli tanıdık bir durum. Yüreğimiz her zaman zorbalık görenden yana atıyor. Ne ki; zorba da bizim çocuğumuz.
Hikayeleri hep hırpalanan çocukların gözünden dinlemeye alıştık. Bu kez bakış açısı değişiyor, kamera zorbayı zumluyor. Juan, zorbalık yaptığı Pedro’yla sonunda yüzleşmek zorunda kalıyor. Hayat bazen planladığımız gibi ilerlemez değil mi?