“...Ben büyürken ‘şairler ölmez’ dediler bana.
Okudum şiirlerini Nazım’ın, Orhan’ın, Attila’nın ve daha nicesinin... Baktım gerçekten de ölmemişler. İstanbul’da bir parkta gördüğüm büstlerinden çok daha canlı sözleri hepsinin, nasıl da söylemişler. Anladım ki şairler hep yara almış hayattan, hiçbirinin tuzu kuru değil, hepsi bir mücadele vermiş aşka, hayata, haksızlıklara karşı. Bulutu, ağacı, çiçeği olmayan memleket yok yeryüzünde, şairi olmayan da, unutma...
Bütün şairler gazidir madalyası olmayan.
O güzelim dizelerin ödülü sadece ve sadece senin gönülündür.
O gönülüne birkaç dize sığdırabilsem, daha ne isterim?...”
Yaş ve zaman ikilemi ve de tüketimlerindeki hoyratlık. Elif hanım bir bardak çay ve bir parça şeker ile o acımasız yanlızlığa öyle bir isyan koymuş ki, benim de katılmamam mümkün değildi.
"Seni seviyorum, lütfen yarım şeker"
CAHİT BERKAY
Herkesin bir hikâyesi vardır şiire dönüşemez. Her şiirin bir hikâyesi vardır, anlatmaya kalksan hikâye olmaz... Elif yeryüzündeki tüm hikâyeleri şiire dönüştürebiliyor çünkü sihirli bir sözlüğü var, kalp harfleriyle yazıp, ruh müziğiyle söylüyor. İllâki okumalı. İçinden biri de zaten sizin hikâyeniz.
AYŞENUR YAZICI
Elif Şebnem Akal, “Elektronik ortam” kavramının şiiri içine aldığı sürece yakından tanıklık etmiş bir şair... Aslında tüm bir dönemi Elif Şebnem’in yaşadıkları üzerinden açıklamak dahi mümkün... “Çaya kaç şeker” demenin toplumun tüm kesimlerinde karşılık bulması da başlı başına bir şiir olayı... Her kültür, gelir ve yaş grubundan insanı etkisi altına alabilen bir metin oluşturmanın sırrını bir kitapta herkesle paylaştığı için teşekkür borçluyuz kendisine...
İSMAİL CEM DOĞRU