Thomas Pynchon yalnızca yazdıklarıyla değil, münzevi yaşam tarzıyla da yirminci yüzyılın en büyük edebiyat figürlerinden. Paranoya, ırkçılık, kolonyalizm, komplo teorileri, eşzamanlılık ve entropi gibi çeşitli konularda verdiği postmodernist eserlerle edebiyat tarihini değiştirmekle kalmayıp kendinden sonra gelen yazarları da derinden etkilemiş bir kalem.
Pynchon’dan Vineland ise yazarın kariyerinde uzun bir aradan sonra 1990 yılında yayımlandı ve bu mizahi, sivri dilli siyasi romanın değeri ancak yıllar içinde tam olarak anlaşıldı.
Reagan Ekonomisi günleri, 1984 yılı, Kaliforniya. Zoyd Wheeler engelli maaşını almak için bu yıl da herkesin gözü önünde bir delilik yapmak zorundadır. Derken eski bir tanıdığı ortaya çıkar ve Zoyd, annesiyle hiç tanışmamış kızı Prairie’yle evinden kovulur. Tüm bu keşmekeşin kilit ismi olan eski eşi, militan sinemacı Frenesi Gates ise hâlâ kayıplardadır.
Thomas Pynchon’ın Vineland’i Devlet Baba’yla aşk nefret ilişkisi yaşayan radikallerin, ekonominin çarklarının ezdiği masumların, amansız ninjaların ve yaşarken ölenlerin romanı.
“Seksenli yılların açgözlülüğünün ardından böylesine nadide bir eserle, yani Amerika’nın kendisine ve çocuklarına tüm bu zaman boyunca yaptıklarına dair büyük bir siyasi romanla karşılaşmamız ilgi çekici.” –Salman Rushdie
“Yenilikçi edebiyatın büyük isimlerinden Flaubert, Joyce ve Faulkner gibi Pynchon da içinde bulundukları romanı okuyamayacak insanları yazıyor. Bu sürükleyici romanın hüznü ve komedisinin bir yanı da bunda saklı.” –Time