Ömrümün neredeyse yarısını cezaevinde geçirmiş birisinin yarım kalmış bir çalışmayı ikinci cezaevi döneminde tamamlamış olması ne trajik. Üstelik seçilmiş bir siyasetçi olarak. Geçen otuz yılın üzerindeki zaman ve ikinci defa tutuklu oluşu hem onun ideallerinden vazgeçmediğine hem de özgürlük ve adalet arayışının bitmediğine tanıklık etmiştir. Buna karşın değişik yol ve yöntem; suç ceza mantığıyla, baskı ve sömürü politikasının şiddetinde hâlâ ısrar etmekte olan devlet gerçeği…
Anı anına bir irade savaşının verildiği, sadece içerinin değil içerisi şahsında dışarının da teslim alınmak istendiği aşağılayıcı bir dönemin ve insanlık karşıtı yönelimlerle kırılmaya çalışılan mücadele azminin direniş öyküsü. Öncü kadroların, genç yaşlarında sistematik devlet geleneğine ve onun işkencelerine boyun eğmeyişin emsalsiz örneğinin anlatısı. Kahramanlık hikâyeleri ve yılmaz kişilikleri hep anlatılagelen soluk soluğa verilmiş bir kavganın en güzel temsilcilerine şahitlik etmiş gözlerin, kulakların hafızası, yalnızca faşist uygulamalar karşısındaki zaferin değil aynı şekilde onların keskin inançlarına olan bağlılıklarının da unutulmamasıdır.