En genç söz büyücümüz Can Gürses, her yaştaki büyük çocukları iki sıradışı arkadaşla tanıştırıyor: İnce ile Uzun. Pırıl pırıl bir Türkçe ile agucuksuz gugucuksuz, hayallerinize karışacak, yüreğinize dokunacak, derin ve sıcak hikâyelerden üçüncüsü “Kazablanka” sizlerle… İnce, gözlerini ayırmadan Ilsa ile Rick’i seyrediyordu. Kim bilir içinden neler geçiyordu? Uzun’sa mahcup gözlerini İnce’ye uzatmış, Zaman olmak o kadar da kolay değilmiş, diye düşünüyordu. Müzik bitmişti. Plak cızırtılı bir sesle dönüyordu. Dünya da plaklar gibiydi. İnce ile Uzun, Ilsa ile Rick’i alkışlıyordu. Rick, Ilsa’nın ellerini öpüp, gramofonun iğnesini kaldırmaya davrandı. Plak durdu. Dünya hâlâ dönüyordu. Çünkü Zaman durmamıştı. İnsanlar birbirlerini sevdikçe Zaman akardı.