Türkiye Komünist Partisi'nin kurucusu Hakkı Behiç'in portresi.
Kurtuluş Savaşı sona ermiş, Ankara hükümeti kurulmuştur. Bozkırın ortasında gözlerini ufka dikip ülkesi ve halkı için güzel günleri çağıran Hakkı Behiç (Bayiç), çok geçmeden düşlerinin Ankara’nın o sert ayazında parçalandığını, büyük bir inançla kurduğu Türkiye Komünist Partisi’nin bir mizansene dönüştürüldüğünü görüp çekilecektir “İzzet ü ikbal ile bab-ı hükümetten.” Türkiye, düşünen, üreten, inanan bir evladını dilsiz kılmaya hazırdır. Hakkı Behiç köşesine çekilirken, el konulan arşiviyle birlikte ülkenin tarihi, belleği bir kez daha yaralanacaktır.
Hakkı Behiç’in yeğeni Belma Ötüş Baskett, bu el konulmuş hafızadan yola çıkarak bir Hakkı Behiç portresi ve Zeynep Kamil’e uzanan bir Osmanlı-Türk aile tarihi çıkarırken, Ayşegül Baykan hafızasızlığın, dilsizliğin teorik analizini sunuyor Geçmişi Unutturulan Adam’da.