Sağlık Hakkı, bireyin devlet ve toplumdan sağlığının korunması, ihtiyacı halinde tedavi edilmesi ve iyileştirilmesi talebinde bulunabilmesi ve bu açıdan topluma sunulan hizmet ve imkânlardan faydalanabilmesidir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’ nın 56. maddesinde “Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler.” denmek suretiyle, sağlık hizmetlerinin sunumu ve bireylerin sağlığının korunması işi Devlet’e verilmiştir.Türkiye’ de sağlık hizmetleri 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’ nin 11.10.2011 tarihinde kabulü ile beraber, yeni bir hukuki ve idari yapılanmaya geçmiştir. Özellikle Sağlık Bakanlığı’nın bu tarihe kadar sağlık hizmeti sunumundaki görevleri, 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ nin 23. maddesi gereği yeniden düzenlenmiş; ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetlerini vermek üzere hastanelerin, ağız ve diş sağlığı merkezlerinin ve benzeri sağlık kuruluşlarının açılması, işletilmesi, faaliyetlerinin izlenmesi, değerlendirilmesi ve denetlenmesi, bu hastanelerde her türlü koruyucu, teşhis, tedavi ve rehabilite edici sağlık hizmetlerinin verilmesi amacıyla Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu kurulmuştur. Birinci basamak sağlık hizmetleri 09.12.2004 tarih, 5258 sayılı Resmi Gazete’ de yayınlanan “Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Hakkında Kanun” a dayanılarak çıkarılan yönetmelikler çerçevesinde, 657 sayılı “Devlet Memurları Kanunu” ile kendilerine verilmiş olan hakları saklı kalmak koşulu ile sözleşmeli olarak görev yapan Aile Hekimleri tarafından sunulmaya başlanmıştır. Birinci basamak sağlık hizmetlerinin sunumunun organizasyonu yanında, koruyucu sağlık hizmetlerinin sunulması işi de 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ nin 26. maddesi hükümleri gereği, “Türkiye Halk Sağlığı Kurumu” na verilmiştir.