Kendisini insan davranışlarını yargılayan bir hâkim ve bir yıkım üstadı olarak gören Hagop Baronyan, hiciv sanatını, en azından kendi toplumu için, toplumsal ahlakı, adaleti ve uyumu teşvik etmek ve yeniden kurmak için gerek duyduğu silah olarak kullanır. O, keskin, acımasız kamusal eleştirilerin insanları sarsarak kendine getireceğine inanırdı. Yayınladığı çok sayıda periyodik, onun saldırılarından mustarip olan çok sayıdaki kurbanının geçit törenlerini yaptıkları ya da insana has budalalıkların, ahlaksızlıkların ve toplumsal hastalıkların alaya alındığı bir sahne işlevi görmüştür.”
Hagop Baronyan’ın hayatı, eserleri ve fikirleri üzerine odaklanan elinizdeki bu çalışma, 1978 yılında, o dönemin şartları ve bakış açısıyla yazılmıştır. Buna rağmen tartıştığı meseleler asla eskimemiştir ve Türkiye kamuoyunda eksikliği hâlâ hissedilen önemli bazı konulara ışık tutacaktır. 19. Yüzyılın ikinci yarısında yaşamış, neredeyse tüm ömrünü İstanbul’da geçirmiş.