Modernite ve Yaşama Sanatının Yitimi
İnsan tınısını yitirdi. Modern dönemin insana bütün yapıp ettiklerini bu tek cümle ile özetlemek mümkün. Tını, dikey boyutta Âdem’e bahşedilen ve onu tüm mahlukat karşısında eşsiz kılan bir nevi şahsına münhasırlıktır. Bu özgün anlam ile varlık sahnesine adım atan insanın yeryüzünde üstlendiği halifelik de bir yandan mezkûr tınıyı ikame etmeye matuf bir şekilde dikey rabıtayı her daim diri tutmayı, öte yandan da yatay boyutta yaşama sanatı dâhilindeki ilişkilerini tını temelli inşa ederek mahlukatla olan münasebetlerinde anlam edinmeyi ve edindirmeyi ifade eder.
Bu teorik çerçeve temelinde Varoluşun Tınısı, modern dönemde sekteye uğrayan yaşama sanatı ile birlikte silikleşen ve belirsizleşen tınımızı nasıl yitirdiğimize yönelik tartışmaları söz konusu ederek, modernite ile birlikte şimdiye değin hiç olmadığı kadar genişleyen varoluşsal vakuma karşı nasıl mukavemet gösterebileceğimizi irdeleyerek ve geç modern bireyin düçar olduğu yabancılaşmanın ve beşerleşmenin izlerini de sürerek epidemik tınısızlık karşısında ona yeniden insani hasletleri kazandırabilecek bir tutamak sunabilmeyi amaçlıyor.