Bugüne kadar Bencillik aksiyomu –bireylerin etkileşimlerde kendi maddi kazançlarını maksimize etmeye çalıştıkları ve başkalarının da aynısını yapmasını bekledikleri varsayımı- temelli kanonik modelden sürekli sapmaların olduğunu kanıtlayan birçok çalışma yapıldı ve yapılmaya devam ediyor. Peki bu sürekli sapmalar, aslında, türümüzü karakterize eden evrensel davranış örüntüleri mi? Yoksa bireylerin davranışlarını, motivasyonlarını ve tercihlerini ekonomik ve sosyal çevreleri mi şekillendirir? Eğer öyleyse insan doğasının şekilledirilebilirliği konusunda sınırlar var mı; bu şekillendirmede en çok hangi ekonomik ve sosyal koşullar belirleyicidir? Adalete (eşitliğe) yönelik eğilimler ve adaletsizliği cezalandırmaya yönelik tutumlar bireylerin cinsiyet, yaş, eğitim ve göreceli zenginlik gibi nitelikleriyle mi yoksa bireyin dâhil olduğu grubun nitelikleriyle mi daha iyi açıklanabilir?
Bu eser, yukarıdaki sorulara cevap vermek amacıyla çok çeşitli ekonomik ve sosyal koşullar sergileyen 15 küçük ölçekli toplumda ‘‘ültimatom’’, ‘‘kamu malları’’ ve ‘‘diktatör’’ oyunları deneylerinin yapıldığı, antropoloji, iktisat ve psikoloji alanlarından bilim insanlarının birlikte çalışmasıyla ortaya konan, büyük bir kültürlerarası araştırmadır. Hem farklı disiplinlerden bilim insanlarını bir araya getirmesi hem de ampirik araştıma kapsamının çok geniş olması nedeniyle muazzam bir sosyal bilim eseridir. Ve ortaya koyduğu sonuçlar bakımından kanonik modele güçlü bir ampirik meydan okumadır.