Her insan kendi doğasının akıntısına kapılarak doğru ya da yanlış kapıyı çalarmış. Çaldım ve bekledim. O büyük yeşil kapının ardında beni nelerin, kimlerin, hangi mucizelerin veya felaketlerin beklediğini bilmeden.
Yaşamadan bilemezdi kimse, ateşi seyretmekle dokunmak aynı hissi vermezdi. Asil ve güzel bir kalp, çirkin ve vahşi kalbe dönüşmezdi durup dururken.
Biraz da içinde yaşadığımız gerçeklik belirliyordu hayallerimizi, insan kendi kendini ya yıkıyor ya kuruyordu hayallerinin peşine düştüğünde de…