“Yine birlikteyiz işte. Yine elimize tutuşturulmuş kâğıtlara bir şeyler yazmaya çalışıyoruz. Arandığımız kelimeler, ardımıza düşenler, aradıkça kaybolanlar, hiç aramadığımız halde önümüzde şekillenenler. Tarafını seç. Hangisinden yanasın?”
Köşeye sıkışmış hayatlar, iğne deliğinden geçmeyi başaran mutluluklar, korkunun ağına takılan refleksler, üzerine setler çekilmiş yokluk hissi, sisi dağılmayan rüyalar, bilinçli bilinçsiz hamleler, muhatabını bulma çabasında kelimeler. Esra Özdemir Demirci ikinci öykü kitabında, duvarlarında yaşanmışlıklar olan bir ev çiziyor. O duvarlarda yazılar da olsun, diyor ve ekliyor: Nasılsa yaşamak kadar yazmak da cesaret ister; deli cesareti.