Ne yazık ki korkulan gerçekleşmiş, büyük bir felaketle birlikte, insanlığın yüzyıllar içinde oluşturduğu medeniyetten geriye çok az şey kalmıştı. İklimler değişmiş, doğal bitki örtüsü zarar görmüştü. Felaket sonrası doğan çocukların çoğu hastalıklıydı. Güvenli olmayan yeni karada hayat koşulları zordu.
Tüm bu yıkım ve felakete rağmen sadece kadınlardan oluşan bir topluluk, 'Kurtarılmış Topraklar' dedikleri bir adada yeni bir hayat kurmuştu. Savaşçı ve güçlüydüler. Bu yeni düzende duygusallığa, arkadaşlığa, modaya ve kadınları geri bıraktığı düşünülen aşka yer yoktu. Özgürlüğün bir bedeli vardı. Geçmişin bedeli ödenmeli, toplum arındırılmalıydı.
Bu korunaklı düzen, katı kuralların gölgesinde senelerce sürüp gitti. Ta ki, cesur bir genç kız ve arkadaşları, geçmişin kalıntıları arasında göz kamaştırıcı eşyalarla dolu bir oda bulana kadar.
Hiçbir Erkeğin Olmadığı Yer, hayatın rengini, umudu ve sevgiyi arayan genç kızların maceralarla dolu eşsiz hikayesi.