Bazılarının insanlar arasındaki duvarları sürekli yükseltmekte olduğu günümüzde “Sınırlara Hayır” demek hâlâ zorlu bir mücadele.
Katolik ve antisemitist Polonya’da Yahudi ve esmer bir çocuk olan Rosa Luxemburg kısa sürede uslu duramayacağını kavramıştı. İdeali devrimdi! Kimsenin kimseye zulmetmediği bir dünya!
1914’ten önce bu genç komünist kadın Varşova’dan Paris’e, Zürih’ten Berlin’e önemli bir siyasi figür olmuştu bile. Birinci Dünya Savaşı’nın arifesinde artık Alman vatandaşı olan bu genç Polonyalı, Almanların Fransız kardeşlerine asla saldırmayacağına inanıyordu. Ne var ki çok yanılıyordu.
Bu romanda Rosa Luxemburg’un sadık yoldaşı sokak kedisi Mimi’nin gözünden bu büyük kişiliğin geçtiği yollara tanık ediyoruz.