Bu roman; İstanbul ve Londra'da yaşanmış bir aşk öyküsü etrafında gelişen sosyal, kültürel siyasi olayları akıcı bir dille anlatmaktadır. Ayşegül ile Mişel aşk ve mantık arasında denge kurmak gerektiğinin bilincinde iki entelektüel gençtir.
Okuru heyecana sürükleyen güçlü bir kurguya sahip bu romanda aşk, tecavüz, öfke, sürgün, gelenekler ve hoşgörü uyum içinde ele alınmıştır.
Biri İstanbul'a diğeri Londra'ya sürgün edilen gençlerin yaşadığı bu güzel aşk hikâyesinin tadına doyulmaz olma nedeni, onların ailelerine olan güveni, sevgisi ve toplumun değer yargılarını göz ardı etmemeleridir.
İki farklı kültürden gelen sevgililer, kendi ülke geleneklerinin, sosyal, kültürel farklılıklarının, toplumlara nasıl renk ve zenginlik kattığını yaşadıkları macera dolu öyküleriyle gösterirler.
Bütün Dünya insanlarının uzlaşıp anlaştığı tek bir dil olan aşkın gücünü göstererek, kendi aşkları gibi harmanlamayı başarırlar.