Uluslararası en çok satanlar listesinde, suç ortaklığı, suçluluk ve hayatta kalma hakkında kışkırtıcı sorulara yol açan, akıldan çıkmayan gerçek bir gerçek hikâye. Oraya Wolfsschanze diyorlardı, Kurt’un İni. “Kurt” onun lakabıydı. Kırmızı Başlıklı Kız kadar bahtsız, sonum onun midesi oldu. Bir alay avcı onu arıyordu ve onu yakalamak için beni de katledeceklerdi.
Almanya, 1943: Yirmi altı yaşındaki Rosa Sauer’in anne ve babası ölmüşler, kocası George ise çok uzaklarda, II. Dünya Savaşının ön cephelerinde savaşmakta. Yoksul ve yalnız kalan Rosa, sığınacak bir yer bulacağını düşünerek, taşrada yaşayan kayınpederi ve kayınvalidesi ile birlikte yaşamak için hayati bir karar alarak savaşın harap ettiği Berlin’den ayrılır. Ancak bir sabah, SS gelir ve ona, Hitler’in çeşnicilerinden biri olarak kaydedildiğini söyler: Rosa ve dokuz başka kadın, gizli karargâha, Kurt’un İnine gidip, günde üç kez, ondan önce onun yemeklerinden yiyeceklerdir. Onları öldürebilecek şeyleri yemeye zorlanan çeşniciler, Hitler’e sadık olan Fanatikler ve Rosa gibi her gün hayatlarını Hitler için tehlikeye atmalarına rağmen Nazi olmadıklarında ısrar eden kadınlar olarak bölünürler. Sırlar ve küskünlükler arttıkça, herkes tarihin yanlış tarafında olup olmadığını merak ederken, bu benzersiz kız kardeşlik kendi dramatik zirvesine ulaşır.