Geçmişin gölgeleriyle, altı kaynayan üstü donan bir ada ülkesine yolculuk!
Jessica Scott Kerrin'in imzasını taşıyan Bu Defteri Kimse Okumasın, “Ateş ve Buz Ülkesi” olarak anılan İzlanda'nın vahşi ama bir o kadar da büyüleyici atmosferinde geçen derinlikli bir kendini arayış romanı.
Usta bir şairin dizelerinden ve yaşamından esinle dokunaklı bir dede-torun hikâyesi anlatan kitap, kayıp ve yas gibi, çocukların dünyasını sarsabilecek hassas konulara eğiliyor.
Kimi ebeveynlerin takıntı hâline dönüştürdüğü “mükemmellik” algısını usulca eleştiren yazar; başarıya ve devamlı övülmeye alışan çocukların yüzleşmek zorunda kalabilecekleri olası hayal kırıklıklarını duyarlılıkla yansıtıyor.
Bu kitabın sayfalarının arasında; bir çatı dolusu yarasa, patlayan volkanlar, açık hava kaplıcaları, bitimsiz kırlarda gezinen koyunlar, bir bavul dolusu çorap, dumanı üstünde tüten güveçler, şaşaalı bir madalya ve ataları Vikinglere dayanan bir dolu iyi insan var. Ama belki de en önemlisi, geçmiş güzel anılarını hiç unut(a)mayan bir dede ile torunu var...
Owen, ailesinin deyimiyle “mükemmel” bir çocuk. Derslerinde çok başarılı, harika fotoğraflar çekiyor ve hatta şiir bile yazıyor! Derken bir gün, hırsına yenilerek kendisinden hiç beklenmeyecek bir hata yapıyor. Başlangıçta kimselerin fark etmediği bu hata, son günlerde unutkanlığı artan büyükbabasının düştüğü bir yanılgıyla büyüyor, büyüyor ve genç adamın omuzlarına yük oluyor. Bir yanda pişmanlık, diğer yanda işlerin kontrolden çıkması derken Owen çözümü İzlanda'ya gitmekte buluyor. Lakin planları hiç de umduğu gibi ilerlemiyor. Büyükbabası Neville'ın daha uçağa binmeden sergilediği tuhaf davranışlar, seyahatlerinin seyrini bambaşka bir istikamete çeviriyor ve macera başlıyor!
Gizemini sonuna kadar korumayı başaran Bu Defteri Kimse Okumasın, geçmişin gölgelerinden sıyrılmaya çalışan bir dede ile torununun, kendilerini bulmak için çıktıkları şiir tadında bir yolculuğa ortak ediyor okurları.
İzlanda'nın doğal güzelliklerini enfes betimlemeler eşliğinde gözlerimizde canlandıran bu çok katmanlı roman, genç okurları Owen'ın izinden giderek şiire, fotoğrafçılığa ya da arşivciliğe merak sarmaları için heveslendiriyor.