Sürgünden Soykırıma Yüzyıllık Dram
Ahıska; aslında hemen yanı başımızda yer alan ama her ne hikmetse bugün birçok devlet görevlisinin, Dışişleri mensuplarının dahi yerini bilmediği binlerce yıllık Türk yurdunun adıdır. Ahıska, Gürcistan toprakları içerisinde Kafkasya Bölgesi’nin güneybatısında yer almakta ve Ardahan ilimize sınır teşkil etmektedir.
Kaynaklar Kafkasya’da Türklerin varlığını Anadolu’dan çok daha eskilere götürmektedirler. Hazar denizinden Tuna boylarına kadar olan bölgede M.Ö. 2 bin yıllarından M.Ö. 8. yüzyıla kadar Orta Asyalı Türk Kimmer ve İskitler’in (Sakalar) hüküm sürdüğü, Sakaların önemli bir kolunun da M.Ö.665 yılında Kafkasları aşarak güneye indikleri, Kür ve Aras ırmakları boylarına yayıldıkları, buralarda önemli yerleşim birimleri kurdukları bilinmektedir.
Daha sonra BunTürkler, Sabirler, Avarlar, Hunlar, Bulgarlar, Kıpçaklar, Hazarlar ve Peçenekler hep bu yolları kullanmıştır. Özellikle Kıpçakların batıya doğru zorunlu ilerleyişi Kafkaslarda Türk kimliği üzerinden yeni bir dönemin başlamasına neden olmuştur. Bölge sıkça Türkler ve diğer devletler arasında el değiştirmiş ancak son ve kalıcı olarak 16 Mart 1921 tarihli Moskova Antlaşması ile Osmanlı Devletince Rusya’ya bırakılmıştır.
Stalin tarafından 15 Kasım 1944 tarihinden itibaren II. Dünya Savası sırasında Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan ve Sibirya’ya sürülen Ahıska Türkleri, 12 yıl devam eden kamp hayatı süresince hem maddi hem de manevi yıkıma uğramışlardır. Stalin’in ölümü ile birlikte bu halkların bir çoğuna vatanlarına geri dönme izni verilmiştir. Ancak Ahıska Türklerine böyle bir imkan verilmemiş, bunun aksine onlar faklı ülkelere sürgün edilmişlerdir. Sürgün sonunda Anavatan Ahıska’ya dönüş ümidi belirse de Gürcistan’ın olumsuz tutumu mutlu sona ulaşmayı engellemiştir.