"Son zamanlarda "çılgın projeler"den ve kentlerin yeşil
alanları, su havzaları ve dere yataklarına dikilen, rüzgâr ve güneşin etkilerini bile değiştirecek lüks siteler ve gökdelenlerden geçilmiyor. Sanırsınız ki bir üfürükte yıkılıverecek yapı bozuntularını dikenler gitmiş, yerine bilimsel ve dürüstçe işini yapan akıllı yapıcılar gelmiş.
Yok öyle bir şey...
Başınıza her an yıkılması muhtemel yapılarla kentleri dolduranlar, şartlar gereği bugün de bunları inşa ediyorlar.
Görüntülerine ve süslerine sakın aldanmayın. Aynı insanlar gibi yapılar da göründüğünden çok farklı.
Rantın dini, imanı, mezhebi, milliyeti yoktur. Tatlıdır!
Doğa, tarih, kültür ve insan dinlemez.
Her gün kâr hırsıyla insanların göz göre göre öldürüldüğü doğa ve tarihin, insanın acımasızca yağmalandığı bu sektörü herkese anlatmalıydık. Hem de yangın çıksa nasıl, hangi alet ve makinelerle söndürüleceği, depremde nasıl kaçılacağı bilinmeyen, çoğu edepsizce, sadece para hırsı ile dikilen gökdelenlerin moda olduğu bu zamanda acele de etmeliydik."