Ermeni Gümüş Ustaları'nın önsözünde, gümüşe karşı duyduğu derin sevginin kendisini bu alanda çalışma yapmaya yönelttiğini söyleyen kitabın yazarı Osep Tokat, sanatın veya zanaatın bir millete değil, tüm insanlığa ait olduğu inancıyla, kültürel anıt ve eserlerin tahrip edilmesi, değişikliğe uğratılması veya başkalarına mal edilmesi gibi nahoş gerçekler karşısında kayıtsız kalmamak adına bu kitabı ortaya çıkardığını söylüyor. Tokat, kitabını, 1915'te sağ kalabilen ve bir avuç zarif sanat eserini kurtarabilmiş annesi ile babası Ovsanna Sarkisyan-Tokat ve Bedros Anbedyan-Tokat'a ithaf etmiş.
Kitapta yazarın aile arşivine ait gümüş kemer, yüksük, kehribar tespih gibi eşyaların fotoğraflarının yanında, gümüş işçiliğinin “sanat” mertebesine yükseldiği pek çok eserin görselleri de yer alıyor. Bu görseller yoluyla, gümüş sanatının dini sembollerde, mücevherlerde, kutsal kitapların muhafazasında, tütün tabakalarında, süs eşyalarında, armalarda, portrelerde kullanıldığı görülebiliyor. Fotoğraflar aynı zamanda, gümüş işçiliğinin, nişan ve düğün gibi önemli olaylarda, yüzüklerde, bilekliklerde, gerdanlıklarda, kadın takısı olarak makbul sayıldığına; ayrıca yiyecek kabı, kamçı, şemsiye sapı, parfüm kutusu, sigara ağızlığı, çay süzgeci, enfiye kutusu, muskalık, tarak, gözlük kabı, yumurtalık, kalem gibi, günlük yaşantıya dair eşyalarda da kullanıldığına tanıklık ediyor.