Derler ki;
Turuncu öyle bir aşktır ki, göz bir kez Turuncu’yu görünce bir daha başka renk görmez, tanımaz, bilmez olur.
Turuncu öyle bir aşktır ki; can bedenden çıkana dek ona kavuşmak için savaşır, kaybeder, yıkılır ama vazgeçmez, vazgeçemez. Tekrar ayağa kalkar ve aşkına yürür.
Bir sevdadır Turuncu.
Turuncu’nun cazibesi insanı kahreder, mahveder, yıkar geçer, yine de kendine çeker.
Işığı göz kamaştırır.
Bir güneş gibi parıldar.
Baktıkça içinde kelebekler uçar.
Aşkın adı olur; Turuncu.
Çok erkek heder oldu Turuncu’nun aşkı uğruna…
Ben kadınım; çektim rimelimi, sürdüm rujumu, farımı, yaptım makyajımı… Ve Turuncu’nun yakıcı ışığına baktım merakla.
Baktım, baktığım an’da ve yer’de kaldım.
Hâlâ Araf’tayım,
Her yanım Turuncu…
AŞKIN ADI TURUNCU; toplumumuzda bir kadının varlığını kanıtlama mücadelesini anlatıyor. Bir kadın olarak yaşadığı mücadeleler yanında Meclis’e girme mücadelesini ve kadının toplumumuzda nelerle karşılaştığını okuyacaksınız.