Avrupa coğrafyasında on dokuzuncu yüzyıl itibariyle iyiden iyiye şekillenip tamamlanan ve yine bu yüzyılda Batı'nın kendi Rönesans'ı olarak adlandırdığı dönemle başlangıç çizgisi belirlenen değişimler; zamanla hayatın her sahasını etkilediği gibi insanın dünya karşısındaki bilincini ve haliyle konumunu değiştirerek edebiyat için de bir miladı belirgin kılar.
Bu çerçevede "millet", "tarih", "kimlik" tasavvurları da edebiyatla beraber şekillenecek veya birbirlerini dönüştüreceklerdir.