“Kimimiz kerpiç keser, kimimiz orada burada amelelik yapar, kimimiz de biçere giderdik. Parası olmayanın ise yüzüne bakmazlardı.” diyen rahmetli Tahsin İzgi, İsveç’e göçen ilk beş kişiden biriydi. Neredeyse doğru dürüst tahsilleri olmayan İzgi ve arkadaşları dilini, dinini, kültürünü bilmedikleri İsveç’te bir ömür tükettiler. Güya memleketteki borçlarını kapatacak, başlarını sokacak bir ev alacak kadar para biriktirip bir an evvel döneceklerdi. Ne yazık ki yıllarca memleket hasretiyle yanıp tutuştukları İsveç’ten bir rahmetli gurbetçimizin deyişiyle “teyyarenin kuyruğunda” (uçağın kargo/bagaj kısmında) dönebildiler. Her biri ayrı bir başarı hikâyesi yazan bu büyüklerimizi rahmetle anıyoruz, mekânları cennet olsun. İsveç’e toplu göçün kapılarını açan ilk neslimizin kendi ağızlarından hayat hikâyelerini derlediğimiz Stockholm Treni’ni okurken kimi zaman tebessüm edip gülecek, kimi zaman hüzünlenip gözyaşı dökeceksiniz.