İnsanın toplumsal yaşamını, insan gruplarını ve toplumu anlama ve anlamlandırma çabasında olan sosyolojinin temel çalışma alanları gittikçe çeşitleniyor. Sosyolojinin alt uzmanlık alanlarından birisi de ‘toplumsal cinsiyet sosyolojisi’dir. Toplumsal cinsiyet sosyolojisi; toplumsal cinsiyet, ataerkillik, erillik ve dişilikler, toplumsal cinsiyet hiyerarşisi, iş bölümü ve namus kavramlarını analiz ederek toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin neden ve sonuçlarını açıklamaya çalışmaktadır. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini anlamada kuşkusuz sosyolojik kuramlar yol gösterici olmakla beraber esas etkiyi, feminist epistemolojinin sosyolojik yöntem ve kuramdaki yansımaları sağlamıştır.
Dünyada ve Türkiye'de kadın hareketleri ve artan akademik ilgi, “kadınlıkların” ve “erkekliklerin” doğuştan ve değişmez olmadığını, toplumsal inşa sürecinin bir sonucu olduğu anlayışını pekiştirirken, uluslararası sözleşme ve kararlar da cinsiyet eşitsizliğinin bir sorun olduğunun kabulünü sağlamıştır.
Aysel Günindi Ersöz çalışmasında; cinsiyet eşitsizliğinin kadınlar ve erkekler için ne anlama geldiği, cinsiyet eşitsizliğinin hangi alanlarda yaşandığı, cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının önündeki engellerin neler olduğu, cinsiyet eşitliğinin neden önemli olduğu, ataerkil değerlerin sürüp gitmesinden kimin daha fazla kâr sağladığı, toplumsal cinsiyet kavramının ne anlama geldiği, namusun neden kadın bedeni üzerinden tanımlandığı sorularına cevap aramaktadır. Kısaca kitapta; toplumsal cinsiyet sosyolojisinin temel kavram ve kuramları ile kadın hareketleri, erkeklik çalışmaları ve namus konuları tartışılmaktadır.
Kitabın sosyolojiye, özellikle de toplumsal cinsiyet sosyolojisine ilgili duyanlar için keyifli bir keşif olacağı düşünülmektedir.