Neden korkacağımızı bilmemize rağmen korku filmi seyrederiz? Korku filmleri sinema tarihinin başından beri tür olarak kabul edilirler. Çekildiği dönemdeki toplumun sorunlarını, sosyal, ekonomik, politik ve kültürel değişimlerini yansıtan bu filmler sosyolojik veri kaynağıdır. Bu sebeple korku filmleri, dönemlerinin aynası görevini üstlenir.
Makro ölçekte durum bu iken mikro ölçekte ise, seyirci filmi izlerken bu yansımaları fark ederek katharsis yaşar. Bu durum, özdeşleşme kurarak ya da filmdeki felaketler sayesinde kendi hayatının rahatlığını fark ederek ortaya çıkar. Saldırganlık dürtülerini, bastırılmış arzularını ya da düşüncelerini sinema perdesinde izleyen seyirci, bu olumsuz duygularını film sayesinde boşaltmış olur.
Film çalışmaları da çoğunlukla sosyolojik verileri, film-seyirci ilişkisini ya da film metinlerini incelemeyi kapsar. Bunun için çeşitli yöntemlerden ve kuramlardan destek alarak disiplinlerarası bir yapı izlenir. Psikanalitik yöntem de özellikle film-seyirci ilişkisini ve film metinlerini anlamlandırmada kullanılır.
Psikanalizin ele aldığı önemli kavramlardan biri olan korkunun ise ana kaynaklarından biri belirsizliktir.
Gerilimi arttırmak için korku filmlerinde sıkça kullanılan belirsizlik durumu, günlük hayatımızda da sıklıkla karşılaştığımız bir durumdur. Bu bağlamda çalışmada, korku filmlerinde kullanılan bu belirsizlik imgesinin seyircide ve bireyde yarattığı duygulanımların psikanalitik açıdan önemi tartışılmıştır.