“Kafesin tabanından Lime kafasını yana eğmiş bana baktı. ‘Evet evet, endişeni anlıyoruz’ der gibiydi. Parmağımı dudağıma götürüp “Şşşhhh…” diye fısıldadım usulcacık. Sanki onlar ötmeye başladığında dışarıdaki savaş yeniden başlayacakmış gibi. Salonda bir süre sessiz sessiz oturdum. Ortalıkta in cin top oynuyor gibiydi. Dışarıdan parlak bir ışık huzmesi mutfağın buzlu penceresinden salona yansıyordu. Genelde ev sahibinin sabah namazını kılmak için evden çıktığını duyardım ama bu sabah hiçbir şey duymamıştım. Guy’ın telefonu çalmaya başlar başlamaz dişlerimi dudaklarıma bastırdım. Ah işte şimdi başlayacaktı.”
Bir ülke; Libya…
Bir şehir; Bingazi…
Yıllardır tırmanan bir gerilim ve ismi artık korkuyla karışık bir saygıdan çok nefretle anılmaya başlanan bir lider; Muammer Kaddafi.
Her şeyin ortasında kendi kaderini tayin etmeye çalışan bir halk…
Yoga hocalığına başlayan, uzun zamandır tek satır yazamadığı romanıyla boğuşan ve entelektüel, güzel bir kadın olan Elif, Britanya Akademisi çalışanı eşi Guy’la birlikte iş nedeniyle Bingazi’de yaşamaktadır. Bir yandan Hindistan’da tanıştığı usta Krişna’yla iletişimde olan, Guy’la aralarındaki ilişkide sürekli gelgitler yaşayan Elif, diğer yandan Arap kültürünün kadına bakışını kabullenemeyip bu bakışla sürekli çatışmaktadır. Elif’le Guy’ın aralarındaki sevgi sürekli sınanırken, Bingazi’de köklü bir değişimin ayak sesleri işitilmektedir: Arap Baharı’nın…
Devrim çatışmalarının ortasında kalan Elif ve Guy, diğer Britanya Akademisi çalışanlarıyla birlikte ülkeden çıkabilmek için harekete geçerler. Fakat bu umdukları kadar kolay olmayacaktır. Kan kokusu, silah sesleri, çığlıklar çok yakındadır!
Ayfer G. Cambier sade diliyle, gerçekçi sahneleriyle ve çok katmanlı bir okuma olanağı tanımasıyla öne çıkan yeni romanı Devrim Ateşinin Gölgesinde’yle sizleri soluk soluğa okuyacağınız bir serüvene davet ediyor.