Savaş liderleri ve yöneticiler en eski çağlardan beri strateji üzerine düşünmüş, ama görüşlerini yazıya nadiren dökmüşlerdir. 18. Yüzyılda sistemleşmeye başlayan bu düşüncelerin tarihine ilişkin incelemelerin bağımsız bir araştırma alanı olarak öne çıkması ise 20. yüzyılın ortalarını bulmuştur. Daha önce kurmay okullarına ait olduğu düşünülen konunun akademik dünya tarafından da benimsenmesi sonucunda, bu alanın incelenmesinde siviller de giderek daha çok yer almış, hatta kimi zaman askerlerden daha fazla katkıda bulunmuşlardır. Ülkemizde askeri tarih ve stratejik düşünce alanının önemli isimlerinden M. Tanju Akad’ın esas olarak Batı’daki askeri düşünce tarihine yoğunlaşan, ama örneğin Sun Tzu’yu da ihmal etmeyen Askeri Tarihte Stratejik Düşünce adlı çalışması, düşünce tarihinin bu özel alanını irdeliyor. Roma’dan Aydınlanma’ya, Fransız İhtilali Savaşları ve
Napoléon’dan Clausewitz’e, Amerikan İç Savaşı’ndan Birinci ve İkinci Dünya Savaşları’na, Soğuk Savaş’tan geçerek günümüze kadar gelen çok geniş bir zaman ve coğrafya sahasında, stratejik düşünceleri oluşturan somut koşulları ve bunların pratikte nasıl şekillendiklerini sürükleyici bir üslupla ele alıyor. Strateji, bir açıdan matematiğe, bir açıdan da sanat dallarına benzer: Yani ara sıra ilgilenilecek bir konu değildir. Hayat boyu ilgi gerektirir.