1927, Virginia Woolf'un edebî hayatının verimli bir yılıdır, Deniz Feneri'ni yazmayı tamamlamış ve bastırmıştır. Aynı yıl, Woolf, edebiyat tarihinin devrim niteliğindeki eserlerinden biri olarak değerlendirilen Orlando romanına ilham kaynağı olacak büyük bir aşk yaşar. Kocası, yayıncı Leonard Woolf'la birlikte yaşadığı Monk's House'un hemen yakınındaki aile şatosunda hayatını sürdüren Vita Sackville-West'le tutkulu bir ilişkiye başlar. Kendi bohem hayatı ve Vita'nın gösterişli, eksantrik, aristokrat hayatı arasındaki uçurumun, tutkunun, kıskançlığın, aşkın edebî yaratıcılığa dönüşmesinin yanı sıra, her ikisi de yazar olan iki kadının büyük aşkını gözler önüne seren roman, büyük ölçüde biyografik nitelikler de taşıyor.
Yazar Christine Orban'ın, Virginia Woolf'un özenle tuttuğu günlüklerinden ve Vita Sackville-West'le mektuplaşmalarından yola çıkarak kaleme aldığı roman, sıra dışı, güçlü, kırılgan iki kadının aşkı ve yaratıcılığı kendi tarzlarında bir araya getirişlerinin hikâyesi olmanın yanında, aynı zamanda bir başka romanın, Orlando'nun da yazılış serüveninin romanı.