Tutkulu bir genç kadın, onun korkak aşığı ve intikam ateşiyle yanıp tutşan ihtiyar kocası...Bunlar 17. yüzyıl Boston'unun katı, geleneklerle örülü dünyasında vuku bulan, tutkuyla geleneklerin çatıştığı bir trajedinin başkahramanları. Evli bir kadın olan Hester Prynne işlediği zina suçunun cezası olarak, üzerinde ahlaki düşkünlüğünü simgeleyen kızıl bir harf taşımak zorunda bırakılır; bir anlamda, içinde yaşadığı toplumun değer yargılarını hiçe saydığı için öteki olarak damgalanır. Yaşadığı bu trajedi ile sahip olduğu gücün farkına varan Hester bu gücü ve duruşu ile doğmakta olan modern Amerikan kadın kahramanının müjdecisidir. O günahıyla tek başına yüzleşirken adlarını açıklamaya yanaşmadığı korkak ve ikiyüzlü aşığı ile intikam hırsının çılgına çevirdiği kocası suçluluk, pişmanlık, intikam duyguları ile kendilerini bekleyen çarpıcı ve hazin sonu kendi elleriyle hazırlarlar.
Henry James'in Amerikan edebiyatında şimdiye dek ortaya konan yaratıcı yazılı eserler arasında en iyisi olarak nitelendirildiği Kızıl Damga, insanoğlunun suç, günah ve gururla giriştiği sonu gelmez mücadelesini ortaya koyan bir başyapıt; Nathaniel Hawthorne da Amerikan'ın püriten mirasından evrensel bir klasik yaratmayı başaran ilk Amerikalı yazardır.