Tunus’tan Suriye’ye Arap İsyanından Sesler
Arap dünyasında bir mucizeye tanıklık etmenin büyüsüne kapıldık. Oysa gelişmeleri bilfiil yerinde yaşayanlar için, bu olaylar uzun zamandır geliyorum diye bas bas bağırıyordu. Yemenli aktivistlerin bazı hükümetlerin aslında ne kadar baskıcı olduğunu anlamaları, uluslararası medyanın diktatöre "diktatör" demeyi nihayet içine sindirmesinden çok daha öncesine tekabül ediyordu. Spot ışıkları bu despotlara ve onlara karşı gerçekleştirilen kitlesel protestolara çevrilmeden çok önce, zorbaların mutlak idaresine meydan okumak için her şeyini çoktan feda etmiş sayısız insan vardı. Mücadele Muhammed Buazizi'yle başlamadığı gibi, diktatörün biri Suudi Arabistan uçağına binip kaçtığında ya da bir diğeri kafasına bir kurşun yediğinde de bitmedi. Bunca zamandır Mısır'ın zindanlarına, Bahreyn'deki protestolara ya da Tunus'taki hileli seçimlere dikkat çekmeyen medya, halkın sokaklara dökülmesiyle birlikte Arap dünyasını ön sayfalarına taşıdı. Ama medyada ayaklanmalar hakkında konuşan baskın sesler genelde sokaklarda mücadele edenlerden çok, uzaktan yorum yapan profesyonel "uzman"lardı.
Devrimleri Yazmak işte bunu telafi etmeyi amaçlıyor. Otokratik yönetimlere, insan hakları ihlallerine, siyasetin yozlaşmışlığına ve yoksulluğa karşı, insanlıkdışı polis saldırıları, biber gazı, dayak, gözaltı, işkence, taciz ve tecavüze karşı, Arap dünyasındaki komşu halkların birbirini etkileyen kadim mücadelelerini, halen devam etmekte olan bu sürece bilfiil katkıda bulunmuş kişilerin tanıklıklarıyla aktarıyor. Geçmiş, şimdi ve gelecek arasında, kişisel olan ile siyasalın kesişiminde yer alıyor. İsyanların nedenlerine, bundan sonra neler olabileceğine dair muazzam içgörüler sunuyor ve umutla tekrar tekrar hatırlatıyor: Bu daha başlangıç...