Ayşe Gül'ün kaleminin ucunda, olanca gerçekliğiyle çınlıyor yaşam. İnsana dair ne varsa, bir bir dökülüyorlar ortaya, bir araya geliyorlar, saklandıkları kabuklardan çıkıyorlar adeta... 'Eylül Değil Sevgisizlik Üşütür', Gül'ün, edebiyat dünyasına 'merhaba'sı. Çok güçlü ve bir o kadar insanı etkileyen bir 'merhaba' bu...
"Mevsimlere dokunmak... Bazen insan, acayipliğin içinde bulur kendini. Benim gibi... Hiç kimseyi sevmemişim gibi. Hiç kimseye emek vermemişim gibi, çevremde kimse olmamış gibi hatta. Yapayalnız bu delikte, hayat denilen şeyi sürdürmek. Nedir hayat sahi? Birileri için geçirilmiş günler toplamı mı? Yine sayrılıklarım başladı… Hayat bize, Allah'ın armağanı aslında. Eylül, sadece üşüdüğüm yalnızlıkları barındırmadı. İşe girişim, âşık oluşum, okula başlamam, çoğaldığım zamanlardı. En koyu yalnızlığımı, bebeğimi kaybettiğimde yaşadım. En çok da o zaman üşüdüm..."