Kitap; iyiyle kötünün, sevgiyle nefretin, çaresizlikle umudun perçinlendiği bir hayat hikâyesini anlatıyor.
Günümüz toplumunda ağdalaşmış zihinlerin arasından sıyrılarak kendini ortaya çıkaran sevgi ve aile kavramının önemini vurguluyor.
Emine Tanırgan, toplumun değer yargılarını iki kutupta inceliyor. İyi ve kötüyü bir ruhun içinde barındırarak galibiyetin nihaî sonuçlarını gözler önüne seriyor.
Aşkları, nefreti, aile sevgisini, dostluğu, hırsları ve günümüz toplumunun sorunlarını ele alan yazar; akıcı bir üslup ile bize, kitabın kahramanı olma fırsatını veriyor.
Mihrican iki kız kardeşiyle, anneanne ve felçli dedesinin evinde yaşayan ondört yaşında bir kızdır. Hayatı oldukça zor şartlar altında ve küçük bir evde geçer. Yıllar önce babasının sırlı ölümü, annesinin gözünün önünde yitişi, onu katılaştırmış ve acımasız biri yapmıştır. Arda kalan anneanne ve dedesini suçlayıp onlara nefret duyarak büyür. Sürekli başına iş açan şikayetçi ve bencil bir kız olan Mihrican’ın; sınıfına yaşıtlarından büyük olan Nermin’in gelmesiyle hayatı yeniden şekillenir. Ona karşı duyduğu dostane sevgi ve ilgi, ikilinin sıkı bir dost olmasına zemin hazırlamıştır. Nermin sanki onun iyi tarafıdır. Ve bir doktor gibi Mihrican’ı tedavi etmeye başlar. O, artık kendi iç dünyasında fazlasıyla sorguya çekilip, arayış içerisine giren bir kıza dönüşmeye başlamıştır. Nermin’i çok sevmesine rağmen ruhunda verdiği iyi kötü mücadelesinde ne var ki kötü taraf ağır basmaktadır. Oysa, iyileşmek zorundadır. Ve meşakkatli bir yola çıkmıştır bile...
Mihrican’ın bu mücadelesinde edindiği tecrübe, iç muhakeme ve insanî kaygılarına; sürükleyici bir anlatım ile tanık olacaksınız