Oyunsuz, söylemesiz, ritimsiz çalgısız bir müzik dersi yavan yiyecek gibidir. Oyunlar, söylemeler, ritimlemeler ve çalgı çalma becerileri özel bir yetenek gerektirmez. Genetik de değildir. Sürekli ve sık ama bilerek çalışmak bu konudaki kazanımlarımız için yeterli olacaktır. Bu tür çalışmalar için ortamlar çok önemlidir. Öğrenme aşamasındaki acemilikler, insanın katlanım katsayısına tavan yaptırsa da oynama, söyleme, ritimleme ve çalgı çalma becerileri gelişip öğrenme gerçekleştikçe bu kez ilgi, istek ve tutum katsayısı tavana vuracaktır.
Yaşamda olduğu gibi, eğitim işinde de aslolan; emek, sabır, tekrar, sevgi ve en önemlisi saygıdır. Yoğunlaşma, ulaşma, aşma ve aşkınlaşma müzikle öğrenmede de gereklidir. Oynamak, söylemek, ritimlemek ve çalgı çalmak günümüz insanı için ayrıcalık değil gereklilik olmuştur. Şarkılar, oyun ve oynamalar, ritim ve çalgı çeşitliliği insan çeşitliliği kadar olduğundan, istenilen ne ise o konuda yoğunlaşılmalı kazanım gerçekleştirilmelidir. Bunun için sürece katlanan ve öğrencisini işe katan sağlam bir eğitici, birçok yöntemle emeği sevgiyle tekrarı sabırla yoğurarak “balık tutma” yı hedeflemelidir.
Ülkemizde son yıllarda artan bir hızla “kaynak” lar yazılmakta, görsel işitsel materyallerle de öğreniciye kolaylıklar da sağlanmaktadır. İsteyen herkes bu kaynaklardan yararlanarak çalgı oynama, söyleme, ritimleme ve çalma becerilerini geliştirebilirler.
Bireyin biliş, duyuş, deviniş ve seziş özellikleriyle müziksel yeteneklerini geliştirme, bununla birlikte ilgi, bilgi, tutum ve becerilerinin farkına vardırılması amacı ile hazırlanan bu kitap ülkemiz sınıf ve müzik öğretmenlerinin yararlanımına sunulmuştur.