Geçmişi geçmeyen, geleceği gelmeyen karakterlerin kaliteli sözcükleri hak etmeyen öyküleri bunlar. Kazağın sıkışık bir otobüste enseye batan etiketi, ellerinize akarak kendini tüketen tükenmez kalem, en güzel rüyaları bölen alarm sesi ya da âşık olduğunuz insanı sevgilisiyle el ele gördüğünüz çay bahçesi gibi. Arafta kalmış, tekinsiz. Uyuşuk uyuşuk giden bir boks maçının hiç beklenmedik bir anında rakibin suratında biten o yıkıcı yumruk gibi, hızlı ve ani olup bitiveriyor her şey.
Çünkü yaşamda hep kazanan kimse yoktur. Kaybettiklerine sırtını dönenler vardır.
Böyle bir deneyime hazırsanız yeni ve yenilmez bir yazarın dünyasıyla tanışmak için sayfaları aralayın.