Siz onları hiç böyle tanımadınız…
Elinizdeki kitap, romantizm döneminin en büyük dehalarından birisi olan müzik dehası Chopin’in yaşam öyküsüdür. Bu müzik dehasının yeteneği; aşk-terk edilme, mutluluk-melankoli arasında gidip gelen ruh haliyle kimi zaman düz, ama çoğu zaman ters orantılı olarak şekillendi. XIX. yüzyılın bu büyüleyici bestecisinin kaleminden çıkan o çok neşeli mazurkalar ve polonezler sanatçının en yoğun depresif dönemlerinde yazıldı. Pek çok noktürn ve hüzün dolu balad ise fiziksel ve ruhsal olarak en sağlıklı ve mutlu olduğu yıllarda bestelendi. Otuz dokuz yaşında yaşama veda eden sanatçı, çocukluğundan beri savaştığı amansız hastalığına karşın, yaşamla ve özellikle kendisi ile dalga geçmeyi öğrenmiş bir kişi olarak tarihe geçmiştir. Ülkesi, Çarlık Rusya’sı, Prusya ve Avusturya’nın işgali altındayken, anayurdundan uzak diyarlarda sıla hasreti çeken bir vatanseverdir. Öyle ki, genç yaşta ayrılmak zorunda kaldığı vatanından çok uzakta, Paris’te öldü, ama yüreğinin Polonya’da gömülmesini vasiyet etti. Bu kitap, bir müzik monografisi değil. Çünkü bu kitabın yazarı ne müzisyen ne de müzikbilimci. Ama bu kitap, bir romantik dehanın, Fryderyk Chopin’in özlemlerini, tutkularını, dostlarını, düşmanlarını, kısacası, kısa ama yoğun yaşanmış yaşamını anlatıyor.