Birinci tekil kişi olan ben ile yazılan ilk roman örneği olma özelliği taşıyan “Bir İdam Mahkumunun Son Günü”, dünya edebiyatının en önemli yazarlarından Victor Hugo’nun (1802-1885) henüz yirmi yaşında iken kendi adını koymadan yazdığı bir romandır. Yazar; Greve Meydanı’nda gerçekleştirilen bir idam sahnesinden etkilenerek bu romanı yazmıştır. İdamın toplum ve birey üzerinde yarattığı etkiyi büyük bir ustalıkla anlatarak protesto ederken aynı zamanda idamını bekleyen, mahkum bir adamın düşünce ve duygularını da kaleme alarak “zihinsel otopsi” şeklinde anlatması da romana farklı bir özellik kazandırmıştır.
Notre Dame’ın Kamburu, Sefiller gibi eserleriyle Fransız edebiyatının en önemli yazarlarından biri olan Victor Hugo’nun “Bir İdam Mahkumunun Son Günü” adli eseri, romancılığın ilk örneklerinden biri olması açısından da dünya klasikleri yerini almıştır.