13 yaşındayken dünya öğretmeni seçilen Krishnamurti, hayatını dünyayı dolaşarak, insanlarla yaşama ve dünyaya dair konuşarak geçirdi. Kendisine mesihlik yakıştırılmış olmasına rağmen bunu hiçbir zaman kabul etmedi. Onun için, karşılaştığı herkes başlı başına bir “birey”di. Bu nedenle öğretmekten çok paylaşmayı ilke edindi. Yine de dünya üzerindeki milyonlarca kişi ondan çok şey öğrendi.
Olgun insan hakikati bulmaya daha yakındır. Asla yalnızca “akıl hocalarının”, salt bilginin, bilimin, sadakatin ya da eylemin yoluna gitmez. Kendini herhangi, belirli bir yola adayan insan olgunlaşmamıştır ve böyle biri asla başı sonu olmayan, ebedi hakikate ulaşamayacaktır çünkü kendisini adadığı o yol zamana aittir. Zamanın içinden geçerek zamandan bağımsız olan bulunamayacağı gibi ıstırap içinden de mutluluğa ulaşılamaz. Mutluluk aranıyorsa ıstırap bir kenara konmalıdır. Sevdiğiniz zaman o sevginin içinde tartışma ya da çatışmaya yer yoktur. Karanlığın ortasında ışık olmaz, ancak karanlıktan kurtulduğunuzda ışığa kavuşursunuz. Benzer bir şekilde sevgi de ancak sahiplenme, mahkûm etme ve kendini ispat etme kaygısı olmadığında var olur.