Okullar, insanlığın geleceğini geçici bir süre için misafir eden kurumlardır. Bu ev sahipliği esnasında okul yöneticilerinin aldığı kararlar ve öğretmenlerin davranışları, geleceğin şekillenmesinde oldukça etkili olmaktadır. Bir eğitim yöneticisinin kararları, etki bakımından öğrenci, öğretmen, veli ve diğer paydaşlar gibi birçok farklı kitleyi doğrudan ya da dolaylı biçimde etkilerken; bir yandan da yönetici üzerinde zaman zaman bir baskı oluşmasına sebep olmaktadır. Kendi kişisel değerlerini, makamının getirdiği sorumlulukları ve paydaşların tepkileri gibi bir sürü farklı değişkeni dikkate almak durumunda olan yönetici, çoğu zaman neyin daha iyi, daha doğru, daha adil, daha ahlâklı olabileceğine dair soruları kendine sormaktadır ve ahlâki ikilemlere çokça maruz kalmaktadır. Okul yöneticisinin durumu böyle iken okulun vazgeçilmezi olan öğretmenler de benzer bir durumla karşı karşıya kalabilmektedir. Mesleğini yaparken sergilemesi gereken davranışlar konusunda ahlâki ikilem yaşayabilen öğretmenler yeri geldiğinde bu konularda bir rehbere de ihtiyaç duyabilmektedirler. Bir öğretmen kimi zaman bir meslektaşla durumu paylaşmak, kimi zaman bir kitaptan yardım almaya çalışmak, kimi zaman da sezgilerine güvenerek nasıl davranacağına ilişkin tercihler yapmak durumunda kalabilmektedir. Bazı durumlarda ise sergilenen davranışın etik olup olmadığının farkında bile olunmayabilmektedir. Bu kitapta; eğitimde ahlâk, ahlâki ikilem, etik, meslek etiği ve öğretmenlik meslek etiği ele alınmıştır.