Yatağın üzerinde elinde kitapla uyuya kalan kıza doğru yavaşça ilerleyip sessiz olmaya özen göstererek yanına oturdu adam. Güçlü elini kaldırıp parmaklarını yavaşça küçük kızın yanağının üzerinde dolaştırdı. Kızın tüm gün boyunca peşinde dolaşıp ona masallar anlattığı, dinlemiyormuş gibi yapsa da tek kelimesini bile atlamadan dinlediği geldi aklına. Anlattığı masalların hepsi mutlu sonla bitiyordu.
“Hayır, ufaklık,” dedi adam kararmış gözlerini, kızın yüzüne sabitleyip, fısıldarken. “Keloğlan padişah tarafından öldürülse, pamuk prenses hiç uyanmasa ve kurbağa hiçbir zaman prense dönüşmeseydi eğer o masallar sana gerçeği anlatmış olurdu. Mutlu son olmaz. Bir son mutlu olamaz.