- Ah, beyim, o kadar çok ki. Tam on sekiz kişi. Hem de hepsi çok çalışkan insanlardı. Gerçi sonradan doğumlar oldu ama bir işe yaramıyorlar. Bacak kadar şeyler. Vergi memuru geldi, canların vergilerini isteri. Köylüler ölür, gider, sen gene sanki hiç ölen yokmuş gibi vergi verirsin.
Çiçikov kadına baktı. Sonra da ölü canları kendisine vermesini istedi. olmazsa parasıyla satabilirdi.
Kadın şaşırdı. Bundan hiçbir şey anlamamıştı.
-Yani ölüleri mezardan çıkarıp da size mi vereceğim? Siz ölüleri ne yapacaksınız ki?
-Onların yaşadıklarını söyleyen yok ki zaten. Siz bunların boş yere vergilerini ödeyerek zarara uğruyorsunuz. Ben bunları alarak sizi bu zarardan kurtacağım. Anlıyor musunuz? Üstelik on beş ruble de üstüne vereceğim. Anlaşıldı mı?