Unutmayın: Olağanüstü olan katiller değil, ölümün kendisidir!
Her şeyi örten kalın bir sis çökmüş Öland Adası’nın üzerine. Sis aralandığında beş yaşındaki bir erkek çocuğunun cansız bedeni çıkacak ortaya. Sisle birlikte kasabanın belleği de aralanacak sanki: Başka ölüler, başka suçlar, başka suç ortaklıkları… Ortaya çıkmayan yalnızca katiller… Sisin ve zamanın gerisine çekilen katiller…
Sisin içerisinde ipuçlarını toplayacak olan da külyutmaz bir dedektif değil, yirmi yıl önce ortadan kaybolan torununun akıbetini öğrenmeye çalışan Gerlof’tur.Denizlerin sırrını bilen Gerlof sisin sırrını da çözecektir.
Gerlof huzurevini, kızı Julia ise dört duvar arasına sıkıştırdığı alkolizmini bırakıp küçük çocuğun katilini aramaya koyulurken, o küçük ve masum adanın bu kadar çok ölüyü barındırdığını elbette ki bilmiyorlardı.
Geçmiş, suçları ve ölüleriyle birlikte sise karışıp giderken, Julia masumiyeti ve sevgiyi bugünde bulabilecek midir?
Johan Theorin’den kaybedişin, acının ve zamanın onarmadığı yaraların öyküsü. Theorin’in polisiyesinde sıradan kahramanlar birer dedektife dönüşürken, ölüm de en “insani” hallerin gölgesinde büyüyor.
Unutmayın: Olağanüstü olan katiller değil, ölümün kendisidir!