Neredeyse 80 yıllık bir hatırat, "Galatalı Küçük Bir Kız'ın Öyküsü". Bu satırları kaleme alırken çocukluk, gençlik, olgunluk yaşantım bir film şeridi gibi tekrar gözlerimin önünden geçti. Yıllar boyu hafızama kazınmış anılarımı kelimelere dökmek, benim için büyük mutluluk oldu. 80 yıl içinde yaşadıklarımı, gördüklerimi, duyduklarımı, hissettiklerimi, acısıyla tatlısıyla paylaşmaya çalıştım. Unutulmaya yüz tutmuş geleneklerimizi, örf ve âdetlerimizi hatırlayarak korumayı, gelecek nesillere aktarmayı önemli buldum. Önce Çorlu, Tekirdağ ve Galata'nın geleneksel Yahudi yaşantılarından bahsettim; daha sonra olgunluk, evlilik, annelik ve sonrası hatıralarımla da 20. yüzyılın ikinci yarısından mütevazı bir ailenin yaşantısından kesitler sundum. Son bölümde Judeo-Espanyol üzerinde yaptığım çalışmaları aktarmamın özel bir nedeni var. Gençlere geleneksel lisanımızı yaşatmaları için neler yapılabileceği mesajını iletmek istedim