Hennoz, öykücülüğümüzün son dönemlerinde kendini gösteren arayışların özgün bir örneği. İlker Karakaş’ın öyküleri ilk bakışta Sait Faik’ten Orhan Kemal’e uzanan çizgi üstünde görünüyor. Onlardan aldığı etkileri seçilmiş bir yaşam biçimi içinde yeniden üreten bu öyküler, aykırı bir tip çevresinde oradan oraya konuyor.
İçki tutkusu, serseri yaşam, kendini sokağa vurmuş genç kimliği, genç yazarların sıklıkla el attığı konular arasında değil. Hennoz’da sanki aynı tip, bütün öykülerin genç kahramanı olarak kendini sert bir rüzgâra bırakmış. Sonunda gene bir yere ait olamama duygusu, hiçlik, kendinden hoşnutsuzluk, çıkmaz sokak gerçeği. Anlatılması kolay olmayan bir genç öykü kişiliği onu iyi tanıyan bir yazarın elinden çıkmış.
Hennoz: dipbalığı: öykülerin kahramanı…