Kaçış
Korkunun tarifi var mıdır?
Korkunun ölçüsü var mıdır?
Korku bilinmezlik içerisinde aniden mi ortaya çıkar?
Korku bulaşıcı bir hastalık gibi tüm insanları sarmıştı. Korkuları ile yüzleşmeye ramak kalmıştı. Ne kadar çok söylenecek kelime vardı korkuya dair. Belki de korkuya dair bilinen tüm kelimeleri hep beraber bir kuyunun içerisine atacaklardı. Eğer buna güçleri yetmez ise korkuları gittikleri her yerde bir gölge gibi onları takip edecekti. Korku insanın benliğini bir kez sarmaya görsün, o an ışık hızında tüm hücrelerini sarıp sarmalıyor ve onu esire dönüştürerek hükmü altına alıyordu. Artık orası onun varlığını sürdüreceği bir yer oluyordu. Bir kez teslim olmak, onun varlığını tüm benliğinde kabullenmek demekti. Korkuları yaşamlarında Dünya’yı çevreleyen temel bir enerji gücü haline gelmişti ne yazık ki!
Yaşamlarına konulan yasaklara baş kaldırarak yaşamda kalabilmek için mücadele veren 12 çocuğun yaşamda kalma çabalarıdır.
Hemen aklınıza gelmesin “Birkaç çocuk ne yapabilir ki? Korunamadıkları bu dünyada varlıklarını nasıl sürdürebilirler ki?” diye. Bu çocuklar gelecek için umudun meşalesinin fitilini ateşleyecek çocuklar olacaklardı belki de kim bilir?
Bu suskunluğu, bu ruhsuzluğu, bu bağnazlığı ve bu çürümüş korku imparatorluğunu, gün gelecek çocuklar bozacaktı. Çocuklardaki var olan inanç ve yaşama dair umutları her şeyin üstesinden gelecekti.
Bu yolculukta tüm kâinat kendini tekrar yenileyebilecek miydi?
“İdealler yıldızlar gibidir. Onları tutmak mümkün olmaz ama karanlık gecelerde yolumuza onlar rehberlik ederler...”