İtrafindaki masalara uzun uzun, göz gezdirdi kadın.,. Bu gece aynı restoranda bulunan yakın masalarda, tek gecelik rakibini aradı... Hangi kadının gözlerinin içine aşkla bakılıyorsa, o olacaktı yeni rakibi. Ondan daha mı güzel, daha mı alımlı, yoksa daha mı şıktı? Olmayacaktı büyük olasılıkla...Tükenmişliğine rağmen, evliliklerinin yedinci yıldönümünü kutlamak için yemeğe çıkmışlardı, tüm ilgisini önünde duran ordövr tabağına yönelten eşiyle. Çok inanmıştı oysa her şeyin ilk günkü gibi güzel olacağına, birbirlerini bir ömür boyu aynı aşkla seveceklerine... Ne olmuştu peki şimdi! Neden böyle sıradanlaşmıştı her şey? Neden bir ordövr tabağı kadar bile cazip olamıyordu, tüm gün bu geceyle ilgili yaptığı hazırlıklara rağmen... Bütün gece, bir yandan eşinin ilgisini çekmeye çalışacak, birkaç güzel söz hak ettiğini düşünecek, bir yandan da hiç tanımadığı rakibine meydan okuyacaktı... Bir kadın, ilişkiden ne bekler? Neden hayal kırıklığı yaşar? Bir kadının, ilişkiden ne beklediğini anlamak, sadece erkek için değil, kadının kendisi için de çetrefil bir durumdur. Durumu bu denli karmaşık hale getiren ise kadının "güven" ile ilgili algısıdır. Kadının, ilişkideki en temel beklentisi güven iken, ne tuhaftır ki en temel açmazı da yine güven konusudur. Çünkü, kadın ilişki kurarken, "güvenilir birine bağlanma" yerine "kendini güvende hissettirecek birine" bağlanmayı tercih eder, yanılgı da böyle başlar!