Susan Thorton, üniversite öğrencisiyken sevgilisinin Kükreyen Mağara olarak da bilinen bir kireçtaşı mağarasında dört arkadaşı tarafından hunharca öldürülüşüne tanık olur. Olayı izleyen birkaç yıl içinde dört suçlu çeşitli sekilerde ölür. Aradan on iki yıl geçmiştir. Ciddi bir trafik kazası geçiren Susan, komadan çıktığında belleğinde bazı boşluklar vardır. Hastane koridorlarında rastladığı dört ayrı insanın sevgilisinin katilleri olduğu fikri, onu dehşete düşürüp nekahat dönemini hızla kabusa dönüştürür. İlk önce çıldırdığını düşünen Susan, ölülerin dirilebileceğine ihtimal vermez ve akıl sağlığına dört elle sarılır. Ama maruz kaldığı şiddet hızını kesmeyince, Susan hayatı pahasına da olsa tehlikenin kaynağını bulmaya çalışır.